Görsel: Freepik

SONUÇLAR

Türkiye’de yerel medyayı odağa alan ilk census araştırmasını oluşturan bu çalışmada, 81 ilde faaliyet gösteren tüm yerel kurumları ve bu kurumlara dair temel demografik verileri tespit etmeyi hedefledik. Temmuz 2021 ve Şubat 2022 tarihleri arasında 8 ay boyunca yürütülen proje kapsamında yöntem olarak birbirini destekleyen ve iki etaptan oluşan karma bir araştırma metodolojisi uygulandı. İlk etapta, Türkiye’deki yerel medya uzayına dair referans teşkil eden mevcut kurumların saptanması için güncelde var olan tüm veri tabanları ve basın listeleri incelendi, il bazlı özel web taramaları yürütüldü. Yürütülen bu detaylı masabaşı tarama sonucunda yerel medyada faaliyet gösteren 3240 yerel kurum olduğu belirlendi. Araştırmanın ikinci etabında ise masabaşı tarama esnasında elde edilen verilerin teyidi ve taramada ulaşılamayan verilerin toplanması için kapsamlı bir saha araştırması yürütüldü ve 1222 yerel medya kurumu ile anket gerçekleştirildi. Bu çerçevede araştırma kapsamında öne çıkan sonuçlar aşağıdaki gibidir:

  • ­Araştırma kapsamında tespit edilen kurum sayısının (3240 kurum) oldukça fazla olması Türkiye’de yerel medyanın yayın kapsamı ve etki seviyesi açısından önemli bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor. Bu bakımdan araştırma verileri, Türkiye’de yerel medyanın konumu, güncel koşulları ve yerel ölçekte basının karşılaştığı engellere dair gündem oluşturulmasının önemini vurguluyor.

  • Araştırma sırasında incelenen yerel medya kurumlarının kuruluş yılları, yerel medyada kurulan kurum sayısının 2000’li yılların başından itibaren ciddi oranda arttığını gösteriyor. Özellikle 2015’den sonra tüm mecra türleri açısından görülen yerel kurum sayılarındaki artış, yerel medyanın son dönemde artan siyasi ve ekonomik baskılara rağmen gelişim göstermeyi sürdürdüğüne dikkat çekiyor.

  • Araştırma sonuçlarına göre, yerel medya kurumları en yoğun olarak Marmara, Akdeniz ve Ege bölgelerinde yer alıyor. Karadeniz ve İç Anadolu bölgelerinde görece daha az yerel medya kurumu bulunduğu görülürken, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu ise araştırmada en az sayıda yerel medya kurumuna ulaşılan bölgeleri oluşturuyor. Kurumların şehir bazlı dağılımı ise yerel medyanın İstanbul, Mersin, Bursa ve İzmir gibi genellikle büyükşehirlerde yoğunlaştığını gösteriyor. Bu sonuçlar, yerel medyanın gelişimindeki bölgesel farklılıkları göstermenin yanı sıra belli bölgelerde yerel basının güçlendirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

  • Araştırma verileri yerel medyada kurumlarının en aktif olarak yazılı basın kapsamında ve dijital mecrada faaliyet sürdürdüğünü gösteriyor. Tespit edilen “yerel gazete” (1542 kurum) ve “yerel dijital haber platformu” (1197 kurum) sayısı oldukça fazlayken, diğer mecra türlerini oluşturan “yerel dergi” (118 kurum), “yerel radyo” (263 kurum) ve “yerel televizyon” (136 kurum) kurumlarının yerel medyada sınırlı kaldığı görülüyor. Bu sonuçlar, yerelde yayıncılığın yalnızca belirli mecralar üzerinden sürdürülebildiğini ve özellikle yerel ölçekteki görsel & işitsel yayıncılığın gelişim ihtiyacını ortaya koyuyor.

  • Araştırmada elde ettiğimiz veriler, yerel medyadaki kurumların genellikle bulundukları şehre yönelik yerel yayın yaptığını ve çok az sayıda kurumun bölgesel ölçekte yayın kapsamı ve içeriği sunabildiğini gösteriyor. Araştırma sonuçlarına göre anket gerçekleştirilen 1222 kurumdan yalnızca 43 kurum bölgesel ölçekte yayın yapıyor. Bu doğrultuda sonuçlar, yerel medyada yayın kapsamının şehir bazlı şekillendiğini ve çoğu kurumun teknik ve donanım kapasitesi açısından bölgesel yayın sunabilmek için yetersiz kaldığına işaret ediyor.

  • Araştırma verileri arasında öne çıkan diğer bir bulgu ise yerel medyada dijital yayın yapma oranının oldukça yüksek olması. Verilere göre, masabaşı tarama sırasında tespit edilen yerel kurumların %82,6’sı kurumsal web siteleri üzerinden yerel haber yayınlıyor. Bunun yanı sıra, yerel medyadaki mecra dağılımına bakıldığında, dijital haber platformları (tüm yerel kurumların %34,6’sı) , en çok kurum sayısına sahip olan ikinci yayın mecrası olarak öne çıkıyor. Yerel medyada web siteleri üzerinden dijital yayın sunma ve yerelde dijital yayıncılık seviyesini ortaya koyan bu veriler yerel medyanın dijital mecralara dahiliyet açısından önemli bir gelişim gösterdiğini yansıtıyor.

  • Yerel medyada kurumların sosyal medya platformlarına dahiliyetleri ve platform tercihleri de yerelde dijitalleşme seviyesini dair önemli bulgular taşıyor. Araştırma verilerine göre, anket gerçekleştirilen kurumların büyük çoğunluğunun (%89) çeşitli sosyal medya platformlarında kurumsal hesapları bulunuyor. Veriler içerisinde Facebook (% 87,2) ve Twitter (%72,3) tüm mecra türleri arasında en çok tercih edilen sosyal medya platformları olarak öne çıkıyor. Yerel medya kurumları arasındaki bu yüksek sosyal medya kullanım seviyesi ve belirli platform tercihleri, yerelde medyanın ulusal medyaya benzer şekilde farklı dijital kanalları araçsallaştırarak okuyucularına erişmeye çalıştığını gösteriyor.

  • Yerel medyada yayın içerikleri incelendiğinde, tüm yayın mecraları içerisinde gündem, siyaset ve ekonomi & finans gibi genel temalar altında daha fazla içerik üretildiği görülürken, kültür & sanat, sağlık, spor, turizm, tarım & hayvancılık gibi spesifik alanlarda üretilen içerik seviyesinin daha düşük olduğu görülüyor. Yerel yayınlarda içeriğin ulusal medyaya benzer şekilde çoğunlukla ülke gündemi doğrultusunda şekillendiğini gösteren bu bulgu, yerel medyada kurumların bulundukları şehrin/bölgenin dinamiklerini odağa alan ve bu çerçevede önem arz eden spesifik temalarda yayın üretmek açısından zayıf kaldığını yansıtıyor.

  • Son dönemde medya sektörü üzerinde gittikçe artan finansal baskıların yerel medyadaki kurumları da olumsuz etkilediği, yereldeki pek çok kurumun ekonomik problemlerden kaynaklı olarak küçülmeye gittiği veya yayından çekilme kararı aldığı biliniyordu (IPI, 2019). Benzer şekilde araştırma verileri de yerel medyadaki finansal daralmanın ciddi boyutlara ulaştığını ve özellikle pandemi sürecinin yerel medya kurumlarında küçülmeye yol açtığını doğruluyor. Sonuçlar, anket gerçekleştirilen 1222 yerel kurumdan 72’sinin aktif yayın yapmayı durdurduğunu, 55 kurumun ise pandemiden kaynaklı problemler nedeniyle hem personel sayısı hem de yayın kapasitesi açısından küçülmeye gittiğini gösteriyor.

  • Yerel medyada çalışan oranlarına dair elde edilen verilere göre anket gerçekleştirilen 1222 yerel medya kurumunda toplam 4996 çalışan görev alıyor. Bu çalışanların büyük çoğunluğunu (%68,7) erkek çalışanlar oluştururken, yerel medyada oldukça sınırlı kalan kadın çalışan sayısı (%31,3) personel istihdamındaki cinsiyet eşitsizliğine dikkat çekiyor. Yerel medyada çalışan sayılarının kurum başına dağılımı ise her kurumda ortalama 4 kişi çalıştığını gösteriyor. Çalışanların kurum içi görev dağılımları incelendiğinde çalışan sayısının yönetsel, masabaşı,saha ve diğer idari & teknik pozisyonlara eşit olarak dağıtıldığı görülüyor. Yerel medya kurumlarındaki sınırlı sayıda personelin optimize olarak görevlendirildiğini ve az sayıda personelin birden çok görev üstlendiğini yansıtan bu bulgu aynı zamanda yerel medya kurumlarındaki kısıtlı finansal kaynakların çalışanlar üzerindeki etkisini ortaya koyuyor.

  • Yerel medya kurumlarındaki finansal sorunların etkilenen diğer bir unsur ise çalışma koşulları. Araştırma kapsamında anket gerçekleştirilen yerel medya çalışanlarının çoğu (%66,4) çalıştıkları kurumda “düşük tiraj & izleyici oranı, yetersiz ilan ve reklam gelirleri; baskı & yayın, teknik ekipman ve çalışan maaşları için yetersiz bütçe” gibi finansal sorunlar olduğunu doğruluyor. Aynı şekilde çalışanlar (%63,6) kurumlarındaki bu finansal problemlerin çalışma koşullarını (maaş, mesai saati, çalışan sayısı, yeterli teknik ekipman vb.) olumsuz etkilediğini belirtiyor. Kurumsal düzeyde yaşanan bu bütçe yetersizlikleri yerel medyada kurumların sürdürülebilirliğini zorlaştırmanın yanı sıra çalışma koşulları ve çalışan memnuniyeti açısından da ciddi problemler oluşturuyor.

  • Yerel medyadaki çalışma koşullarından memnuniyet oranları değerlendirildiğinde anket gerçekleştirilen çalışanların kurumlarındaki çalışan sayısı (%59,7), teknik ekipman ve donanım seviyesi (%68), sağlanan maaş miktarı (%61,5), özlük hakları(%61,9) ile yemek veya ulaşım olanakları gibi ek desteklerden (%61,1) genel olarak memnun oldukları görülüyor. Ancak, veriler yerel medyada çalışanların kurumlarında yasal düzenlemelere göre belirlenen mesai saatleri ve ek mesai ücreti (%37,2) ile sözleşmeli olarak sosyal güvence kapsamında çalışmaya erişimde (%39,3) güçlük çektiğini gösteriyor. Bu bakımdan, araştırma sonuçları yerel medya kurumlarında sözleşmeli çalışma ve mesai saatleri açısından yasal düzenlemelere uygun çalışma koşullarının sağlanamadığına dair önemli göstergeler sunuyor.

POLİTİKA ÖNERİLERİ

Araştırma kapsamında ulaşılan bu sonuçlar doğrultusunda, yerel medyanın sektörel sorunlarının çözümü ve gelecekteki koşullarının iyileştirilebilmesi için çeşitli adımların atılması gerekiyor. Bu çerçevede sunulan öneriler aşağıdaki gibidir:

  • Araştırma kapsamında ulaşılan bulgular, yerel medya kurumlarındaki en temel sorunun finansman kaynağı ve kurumsal sürdürülebilirlik olduğunu gösteriyor. Özellikle pandemi dönemiyle birlikte yerel medya kuruluşları arasında daha da arttığı gözlemlenen aktif yayından çekilme veya kapasite küçültme kararları, yerel ölçekte yayıncılığın geleceği için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Yerel medya kurumlarında hem kurumsal kapasite hem de çalışma koşulları üzerinde olumsuz sonuçlar doğuran bu finansman sorununun çözülebilmesi için, çoğu kurumun temel finans kaynağını oluşturan basın ilan sistemindeki kısıtlayıcı bazı kural ve düzenlemelerin yeniden ele alınması gerekiyor (Resmi ilan kriterlerinin azaltılması, ilan alımda ücret, miktar ve sıklığın artırılması, kredi ve borçlanma koşullarının kolaylaştırılması vb.). Bunun yanı sıra, pandemi dönemine özel sağlanan kamu desteklerinin artırılması ve yerel medyadaki kuruluşları özel daha fazla desteğin oluşturulması yerel yayıncılığın sürdürülebilmesi için için kritik önem taşıyor.

  • Yerel medyanın bölgesel dağılımına dair veriler yerel ölçekteki medya kuruluşlarının belirli bölge ve şehirlerde yoğunlaştığını ve bazı bölgelerde yeterli sayıda medya kuruluşu bulunmadığı için yerel temsiliyetin sağlanamadığını ortaya koyuyor. Yerel medya kuruluşlarının yerelde demokrasi ve ifade özgürlüğü açısından üstlendiği önemli rol dikkate alındığında, ihtiyaç bulunan bölgelerde yerel basının güçlendirilmesi ve yeni medya kuruluşlarının oluşturulması için kamu karar alıcıları ve sektörü düzenleyici kuruluşların gerekli girişimleri başlatması gerekli.

  • Araştırma sonuçları arasında dikkat çeken bir diğer bulgu ise yerel medyada kuruluşların çoğunlukla yazılı basın ve dijital mecralar üzerinden yerel yayın sunması ve belirli bölgelerde görsel & işitsel alanda yayın sunan radyo ve televizyon kanallarının oldukça sınırlı sayıda bulunması. Diğer bir yandan, yerelde farklı türlerde yayın sunma açısında görülen bu sınırlılığın bir benzeri yerel kuruluşlarının genellikle ulusal gündem doğrultusunda şekillenen yayın içeriği temalarında da gözlemleniyor. Bu bakımdan yerel ölçekte farklı yayın mecralarından yerele özgün nitelikli içerik sunabilen kapsamlı yayın ve kuruluşlara ihtiyaç olduğu görülüyor. Yerelde nitelikli yayın ve kurum sayısının arttırılabilmesi için yayın sahipliği ve lisans alımı süreçlerinin kolaylaştırılması, yayıncılıkta mesleki eğitim ve tecrübeyi şart koşan düzenlemelerin geliştirilmesi ve yereldeki yeni yayın ve medya oluşumlarının hibe teşvikleri ile desteklenmesi gerekiyor.

  • Araştırma sonuçlarına göre yerel medya kuruluşlarının çoğu sınırlı sayıda çalışan ve bu çalışanların aynı anda birden fazla pozisyonda görevlendirilmesi üzerinden faaliyetlerini sürdürmeye çalışıyor. Genellikle finansal kaynak yetersizliğinin yol açtığı bu sorun yerel kuruluşlarda yayın kapasitesinin daralmasına, çalışma koşullarını ağırlaşmasına ve yerel habercilikte mesleki uzmanlığın gerilemesine sebep oluyor. Yerel medya kurumlarındaki nitelikli çalışan sayısının sağlanması için mesleki kadro ve çalışan alımının artırılmasına yönelik kamu teşvikleri oluşturulmalı, istihdamda asgari personel sayısı ve nitelikli mesleki eğitim ile tecrübeyi şart koşan yasal düzenlemeler güçlendirilmeli; medya ve iletişim fakültelerinde mesleki pratik ve alanda uzmanlaşmaya yönelik müfredat genişletilmelidir.

  • Yerel medyada çalışma koşulları çerçevesinde elde edilen veriler yerel medyada çoğu çalışanın sözleşmesiz ve yasal sınırları aşan mesai saatleri altında çalıştığını gösteriyor. Yerel medyadaki çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve mesleki hak ihlallerinin engellenmesi için sektörel denetim kurulları ve yeni yasal düzenlemeler oluşturulmalı; mesleki hak ihlallerine dair sektör içi şikayet ve destek mekanizmaları kurulmalıdır.

  • Yerel medyadaki kadın ve erken çalışan sayısı arasında görülen ciddi fark, yerel kuruluşlarda istihdam sırasında cinsiyet eşitiğinin gözetilmediğini ortaya koyuyor. Sektörde toplumsal cinsiyet eşitlikçi istihdamın sağlanması için kurumlardaki kadın çalışan ve yönetici sayısının artırılmasına yönelik yasal düzenlemelerin getirilmesi büyük önem taşıyor. Bunun yanı sıra, sektör içerisinde karar alıcı pozisyonunda bulunan mesleki birlik ve örgütlerin daha fazla kadın üyeye yer vermesi, cinsiyet eşitliği için farkındalık kampanyaları ve teşvikler oluşturulması yerel medyada kadın temsiliyetinin güçlendirilmesi için atılması gereken adımlar arasında.